YEŞİL GÖZLÜM AĞLAMA
YEŞİL GÖZLÜM AĞLAMA
Zeytinime dokunma diyoruz da yeşil gözlüm;
Sana dokundular zaten,
Zengin olmak isteyen çıkardı elinden,
Köşeyi dönenler betonları diktiler;
Fakiri yoksulu ekmek teknesinden,
Dağımı, bayırımı sen yeşil gözlümden ettiler.
Neye yarar şimdi ağlamak, sızlamak demem ha!
Ses vermek zikrimdir köylünün sesine;
ʺZararın neresinden dönersek kârdır.ʺ bilene,
Milletçe bir ve diri olmak gerek her yerde,
Cümle âlem bunu böyle bile!
Ne tarlamız oldu bizim,
Ne dikili bir ağacımız,
Amele oldum, çalıştım,
Yeşil gözlüm seni severek topladım,
Hamades’in tadına dalında vardım.
Anacığım pek tüketmezdi tereyağı,
Sebzeyi gün oldu etli,
Zaman geldi etsiz pişirdi,
Haşlanmış ota, sebzeye bolca zeytinyağı ekledi,
Ne olursa olsun senden,
Yani yeşil gözlüm,
Senin şifalı yağından vazgeçmedi.
A yı B yi de bilmezdi anacığım,
Zeytini ama sofradan eksik etmezdi,
Benim anam bildi de nimetin kıymetini,
Gözü gönlü doymaz okurlar-yazarlar(!) azmış;
Beş paralık madene takmışlar kafayı.
Ben susmam!
Bizler susmayız!
Kulak vermek farzdır köylünün sesine!
ʺKöylü milletin efendisidir.ʺ
Cümle âlem bunu böyle belleye!
Şükran GÜNAY’dan
Şükranca
ʺKöylü milletin efendisidir.ʺ Mustafa Kemal ATATÜRK