YAŞANAN HER HATA IŞIK OLUR BAŞARIYA

Oca 30, 2020 by

Kadın ol, erkek ol
Genç ol, yaşlı ol
Hasta ol, sağlıklı ol
Zengin ol, fakir ol
Çaresiz, kimsesiz ol
Bir dilim ekmeğe,
Bir yudum suya muhtaç ol
Ne olursan ol
Yeter ki;
Özüne sözüne bak!
Ve insan gibi insan ol
Eğriyi büğrüyü bırak!
İçi dışı bir ol
Bilmez misin ki?
Aldığın nefes duracak
Nefeslere nefes ol

Herkes hata yapar.

Önemli olan, hatanın ne olduğu değil; neden yapıldığını anlamak ve görmek, kazandırdığını eyleme koymaktır. Yapılan her hata bizler için birer uyarıdır ve geleceğe taşır.

Geriye bakıp ders almak varken; ağlayıp sızlamak, yaşamdan el çekip kahretmek yapılan en büyük hatadır aslında.

Gelinin; ” Hem ağlarım hem giderim. 🙂 ” dediği gibi yaşamı omuzlamak, her anımızı verimli geçirerek nefes alıp vermemiz değil midir asıl olan?

Dertsiz bir Allah denir, ama öyle midir aslında?

Kısaca:
Ağlamak, pişman olmak, dertlenmek, aldatmak- aldatılmak, can yakmak- canı yakılmak, acılar içinde kıvranmak biz insanlar için yaşamın bir parçası.

Ağlayalım hıçkıra hıçkıra.

Gülelim Manisalıklar gibi delirmişcesine.

Dertlerimizi ister doğada, ister dostlarımızla, ister şarıl şarıl akan suyun veya duşun altında, ya da kimsesiz bir kuytuda, ne bileyim kendi mağaramızda, ruhumuz ve bedenimizle başbaşa kaldığımız bir anda paylaşalım Yaradan’la.

Yaradan içimizdedir her birimizin. İçimizde olduğu kadar da dışımızdadır aslında. Kim olduğumuz, nasıl getirildiğimiz ve ne zaman istemeden götürüleceğimizin farkına vardığımız, kim olduğumuzu bedende ve ruhta anladığımız oranda kucaklaşırız doğa ve Yaradan’la.

İnanmalıyız kendimize, özümüze, kimliğimize, insani değerlerimize. Ne yaparsak yapalım, ama asla kendimize inanmaktan vazgeçmeyelim. Kendi farkındalığımız geliştikçe bir başka sarılmaya başlarız hayata. Daha bir başka sevinçle tutunuruz hayata.

Maddiyat ve maneviyat dengede oldukça serin bir suyun tadında içmeye başlarız hayatı… Malk mülk, hastalık, sağlık, yokluk fakirlik sıkmaz olur özümüzü. Kıymetini bilir oluruz aldığımız nefesin ne denli kıymetli olduğunu. Farkına varmaya başlarız elimizdekilerin. Görmez oluruz başkalarının eksilerini. Sadece kendi benliğimize, eksilerimize odaklanır ve artılara doğru koşmaya başlarız tüm varlığımızla. Nasıl da acı verir hayat böyle olamayan insanlara? Hele de karnı tok gözü aç olanlara?

Tüm yaşadıklarımıza rağmen; yılmadan iyiye, doğruya, güzele, ahlaklı olana doğru yol alabilmeyi başarabilirsek eğer; hatalarımız kazançlarımız olur desem?!.

Anlarımız aydınlık olsun.

Şükran GÜNAY’dan Şükranca

Related Posts

Tags

Share This

Leave a Reply