YARATICILIK(Kreativität)

Ağu 11, 2024 by

YARATICILIK(Kreativität)

Düşündüm, düşündükçe geçmişimi ve bugüne gelişimi sorguladım. Neden birileri çok erken yaşlarda aklını kullanabiliyor, diğerlerine göre başarılı olabiliyor dedim kendi kendime…

Neden farklı düşünüyorum? Neden gençlik yıllarımda itiraz etmeden boyun eğdiğim dayatmalara artık isyan ediyorum? Çocukluğumda bana doğru gelenler nasıl oluyor da saçma geliyor? Tüm bu değişimlere sebep olan sadece yaşlanmış olmam mı? Yoksa geçmiş yılların bedenimde ve ruhumda biriktirdiği sevinçler, üzüntüler ya da  kaybettiklerimle kazandıklarımın toplamı mı?

Babacığım geldi aklıma yine tam da bunları düşünürken. O, sokak sokak seyyar satıcı olarak eşine ve yavrularına ekmek parası topladı. Eve gelince de sadece dürüst, temiz olmayı, iyi insan olmayı öğütledi, sonra da yorgunluğu gitmesi ve sabaha çalışabilmek için yatağına gitti. O yılarda tek düşüncem babacığıma büyüyünce maddi manevi destek olmaktı. Ben merkezli düşünmeyi belki de tek bu yüzden beceremedim. Oysa böylesi aile sorunları olmayan arkadaşlarım kendileri için yaşamayı ön planda tuttular. Başardılar da tabii. Eğer küçük yaşta sorumluluk yüklenirseniz, hep verici oluyorsunuz. Zaman gelip yaşlandığınızda ise veremediğinizde etrafınız boşalıyor. Galiba bu bizim devrenin yaşam serüveni…

Yaratıcılık farklı düşünme, başka düşünme, farklı çaba gösterme ile başlıyor. Bu ise kimilerinde çok erken benim gibilerde ise çok geç oluşuyor. Bu duruma gelinceye kadar nice düşmeler, onca aldanmalar, kandırılmalar ve canınızı yakanlarla boğuşmalar yaşıyorsunuz. Öğrenmenin yaşı, zamanı ve yeri yok olduğunu anladığınızda ne pahasına olursa olsun artık saçma durumlara itiraz edebiliyorsunuz. Artık karşınızdakini değil, önce kendinizi, evladınızı değil kendi dengenizi düşünüyorsunuz. Biliyorsunuz ki düşenin dostu olmuyor. Böyle düşününce ve bunu uyguladığınızda ise düşmeleriniz azalıyor, kendi yolunuzda emin adımlarla ilerliyorsunuz. Buna başlangıçta en yakınlarınız bile tahammül edemiyor. Sonuçta ama herkes bulunduğu yerin bilincine kavuşuyor. En önemlisi farklı yaşama çabanız sizin ve çevreniz için sağlıklı iletişim geliştirmenizi sağlıyor. Daha yaratıcı, daha yenilikçi oluyor insan. Yeni yaşam biçimlerini keşfediyor, onları gerçekleştirme arzunuz ivme kazanıyor.

Bu farklılıkları yaşarken doğal olarak rahatsızlıklarınız oluyor. Sizi kabul edemeyen çevreniz oluşuyor. Alışılmışın dışında yaratıcı, keşfedici ve uygulayıcı tavrınıza zamanla ya alışıyorlar ya da sizi terk ediyorlar. ʺKalan sağlar benimdir. ʺdiyerek hiç de aldırmıyorsunuz gidenlere.

Sevgili kardeşim, bu durumları biliyorum sen de yaşamışsındır, yaşamaktasın belki de. Şimdi soruyorum: Okumayan, kendini geliştirmeyen bir bireyin en başta kendisine faydası olur mu? Etrafını mutlu etmek için kendi insanlığından taviz vereyim diyen ise sürekli aynı yerde sayıklamaz mı? Tıpkı benim gibi… Yaratıcı düşünme, yenilikçi olma ve kendini geliştirme çabasının tadına eremez anladığım kadarıyla. Herkese güvendiği, başka düşünmediği için en yakınlarının ihanetlerine uğrar…

Sonuç olarak şunu demek geldi içimden: Yaratıcı düşünme, faklı hissetme ve faklı yaşama ve aynı zamanda toplumsal bilincin farkındalığına erişmek isteyen her can sürekli zihninde meşguldür. Yaşadıklarında ve eylemlerinde sorumluluk taşırken en başta kendisini yetiştirmeyi başarır. Son nefesine kadar sorumluk bilinci ile yaşarken iyi bir insan olma arzusunu önce kendisine değer vermekle devam ettirir desem ne dersin?

Şimdi kendime ve sana soruyorum:

Kendisine faydası olmayanın kendinden sonra gelene ve içinde yaşadığı topluma ve de tüm canlıların yaşam yeri olan yeryüzüne faydası olabilir mi?

Şükran Günay’dan

Şükranca

11 Ağustos 2024

Related Posts

Tags

Share This

Leave a Reply